Kassam Tugayları, büyük Komutan Şehit Yahya Sinvar için taziye yayımladı

Ümmetin yeniden dirilişi operasyonu Aksa Tufanı’nın 7 Ekim’deki başlatıcısı, İsmail Haniye’nin şehadetinin ardından Hamas’ın lideri görevini üstlenen büyük Mücahit Komutan Yahya Sinvar’ın şehadetinin ardından İslami Direniş Hareketi Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları bir taziye mesajı yayımladı.
Kassam’ın mesajında büyük Komutan Yahya Sinvar’ın Direniş’e ömrü boyu verdiği hizmetler ve mücadelesi sıralanırken Siyonistlerin “Sinvar, Heniyye, Nasrallah, Aruri ve diğer direniş liderlerini suikastla şehit ederek direnişin ateşini söndürebileceği” yanılgısının boş olduğu vurgulandı.
Şehit edilen liderlerin arkasında yüzbinlerce genç mücahit bıraktığının altı çizildi. 
KASSAM’DAN BÜYÜK KOMUTANA TAZİYEİşte El Kassam Tugayları’nın Şehit Yahya Sinvar için yayımladığı taziye:
“Ey mücahit Filistin halkımız… Ey Arap ve İslam ümmetimizin halkları…
Kassam Tugayları, şehadet mertebesine yükselen büyük komutan, İslami Direniş Hareketi Hamas’ın lideri Yahya Sinvar’ı (Ebu İbrahim) en yüce makamlara uğurluyor. O, Mescid-i Aksa’yı, halkımızı ve meşru haklarını savunmak için en onurlu savaşta kahramanca şehit olmuştur. Hareketimizin, komutanları askerlerden önce sunması ve liderlerinin, Filistin’i özgürleştirme yolunda Allah yolunda canlarını ve kanlarını feda eden halkımızın şehitler kervanının başında yer alması, bizler için bir gurur vesilesidir. Komutanımız, işgalcilerle çarpışarak ve halkımızın kahraman şehitlerinin arasında, düşmanın Gazze’yi kolay bir lokma sanan korkak ordusuna karşı kahramanca mücadele ederek şehit olmuştur.
Komutanımız Ebu İbrahim’in hayatı onurlu bir cihad yolculuğudur. O, İslami Direniş Hareketi Hamas’ın kurucu neslindendi ve hareketin askeri ve güvenlik teşkilatlarının temelini atanlardan biri oldu. Gençliğinin en güzel yıllarını işgal hapishanelerinde geçirdi, yirmi yıldan fazla bir süre esir olarak kaldı. Ancak “Özgürlerin Sadakati” anlaşmasıyla başı dik bir şekilde serbest bırakıldı. Hapisten çıkar çıkmaz cihad yoluna devam etmekten başka bir seçenek görmedi ve dinlenmeye fırsat bulmadan hareketin üç bölgedeki askeri faaliyetlerini yönetti. Kudüs yolunda direniş cephelerinin birleştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Ardından Gazze’de hareketin başına geçti ve liderliği sırasında hareketin davet, siyasi ve askeri yolunda niteliksel bir sıçrama yaşandı, bu da “Aksa Tufanı” ile taçlandı. Ayrıca ulusal ilişkilerde ve ortak direniş çabalarında yeni bir dönem başlattı. Büyük komutan İsmail Heniyye’nin şehadetinin ardından hem iç hem dış alanda hareketin başına geçti.
Direniş hareketleri, özellikle Hamas, Filistin halkının cihad tarihindeki bu büyük ve dönüm noktası olan savaşa girerken, özgürlüğün bedelinin çok ağır olduğunu ve her halkın, işgalcilerden kurtulmadan önce bu bedeli ödediğini biliyordu. Hareketimiz, halkımızın kalbinden gelen fedakârlıklarla öne çıkmaya hazırdı ve komutanlarını, askerlerini sunarak, düşmana boyun eğmeyi ve halkımızın haklarının gaspına sessiz kalmayı reddetti. Cihad yolumuz, Filistin özgürleşene ve son Siyonist bu topraklardan kovulana dek durmayacak ve meşru haklarımız tamamen geri alınana kadar sürecek. Buna en iyi kanıt, “Aksa Tufanı” savaşından bir yıl sonra halkımızın ağır bedeller ödemesine ve Siyonist soykırım suçlarına rağmen boyun eğmemiş ve teslim olmamış olmasıdır.
Bu cani düşman, Sinvar, Heniyye, Nasrallah, Aruri ve diğer direniş liderlerini suikastla şehit ederek direnişin ateşini söndürebileceğini veya geri çekilmeye zorlayabileceğini sanıyorsa büyük bir yanılgı içindedir. Aksine direniş devam edecek ve halkımızın meşru hedefleri gerçekleşene kadar daha da yükselecek. Şehadet, liderlerimizin en büyük arzusudur ve onların kanları, özgürlük yolunu aydınlatan bir meşale ve saldırganları yakan bir ateş olacaktır. Liderlerimiz, arkalarında işgalci Siyonistlerle savaşmak için kararlı olan yüz binlerce mücahit bırakmışlardır. Allah’ın izniyle Filistin’i ve Mescid-i Aksa’yı bu kirden temizleyene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Yorum yapın