“İsrail, Batı’nın kiralık katilidir”

“Tarihi, Siyasi, Hukuki ve Ekonomik Boyutlarıyla Uluslararası Filistin Sempozyumu” dün İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Sütlüce Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı ile başlayan organizasyonun açılış konuşmalarını ESAM İstanbul Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Koyunoğlu ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek yaptı. Programda, Filistin direniş hareketi HAMAS adına Dr. Yasin Albarguti konuşurken, Filistin direnişinin uluslararası hukukla ilgili kısmını ise Prof. Dr. Mohsen Al-Attar anlattı. Uzman akademisyenlerin ve konuşmacıların başarılı sunumlarıyla zenginleşen organizasyonda Filistin direnişi her yönüyle ele alındı.
57 İSLAM ÜLKESİNİN ETKİSİZ DURUMU İSRAİL’İ CESARETLENDİRİYORAçılış konuşmasında katılımcılara hitap eden ESAM İstanbul Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Koyunoğlu, “Siyonist İsrail’in yaptığı bu zulmün başlangıcı yıllar öncesine dayanıyor. Şu an yaşanan zulmü ben Necip Fazıl Kısakürek’in bir cümlesi üzerinden değerlendiriyorum. Necip Fazıl’ın, ‘Yoğurt hükümete, mukavvadan bir hançer saplandı. Hükümet teneke olsaydı hançer kırılırdı’ cümleleri biz Müslümanların şu anki haline çok güzel oturuyor. Bu cümleler 1960’lı yıllarda başka bir bağlamda söylenen cümleler. Şu an biz Müslümanların yoğurt gibi oluşu mukavvadan hançer olan Siyonist İsrail’in bu şekilde hareket etmesine sebep oluyor. Filistin’de yaşanan zulmün en büyük sebebi 57 İslam ülkesinin şu an içinde bulunduğu etkisiz durumdur. 57 İslam ülkesi birleşip teneke olsa, mukavvadan hançer kırılacak” ifadelerini kullandı.
“İSLAM ÂLEMİNİN ORTASINA ARZ-I MEV’ÜD FİKRİYATI İLE YERLEŞTİRİLDİLER”Konuşmasının devamında İsrail’in bir kiralık katil olduğunu ifade eden Koyunoğlu, “1800’lü yıllarda İngilizler, yaptığı planlar doğrultusunda Yahudileri İslam âleminin ortasına Arz-ı Mev’ud fikriyatlarını şişirerek yerleştirme planlarına başlamıştır. İçlerinde her zaman bir ur olarak gördükleri Yahudi ırkını İslam coğrafyasının ortasına yerleştirme planlarında düzgünce ilerlemiş ve istediklerine kavuşmuşlardır. Bu süreçte Siyonist yönetimi kiralık katil olarak kullanan Batı her açıklaması ve söyleminde bu planı da özetler durumda. ABD Başkanı Joe Biden son yaptığı açıklamada, ‘ABD olarak İsrail’in arkasında biz varız’ açıklaması bu planın hala düzgünce ilerlediğini gösterir. Joe Biden’ın bu açıklamasından sonra Avrupa’dan 7-8 ülkede biz de İsrail’in yanındayız açıklaması yapmıştır” şeklinde konuştu.
“AKSA TUFANI OPERASYONU YAŞANAN ZULÜMLERİN TABİÎ BİR NETİCESİDİR”Ev sahipliği yaptıkları programda açılış konuşması yapan İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek, “Hz. Peygamber’in (S.A.V.) miraca yükseldiği, biz Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın, Hz. İsa’nın (A.S.) doğduğu yer olan Beytüllahim’in yer aldığı Filistin hepimizin davası, hepimizin duasıdır. Farklı inançların yüzlerce yıl barış içerisinde yaşadığı Filistin’de Osmanlı Devleti’nin bu topraklardan ayrılmak zorunda kalması sonrası yaşananlar hepimizin yüreklerini dağlamakta, hepimizi fazlasıyla mahzun etmektedir. 1948’de İsrail’in bir devlet olarak kurulduğunun ilan edilmesi sonrasında yaşanan savaşlar ve İsrail terör devletinin Filistinlilere karşı girişmiş olduğu zulümlerin tarihi 100 yılı aşmaktadır. Bu nedenle 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu bir başlangıç değil, yaşanan zulümlerin ve soykırım tabiî bir neticesidir” dedi.
“FİLİSTİN ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUM”  Prof. Dr. Necip Şimşek, “Filistin davası, coğrafî değil, imanî ve hatta insanî bir meseledir. Bu vesileyle Filistin davasını savunurken Siyonist İsrail buldozerlerinin altında kalan Rachel Corrie’yi anmadan geçemeyeceğim. Filistin için, daha adil bir dünya için mücadele eden başta Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz Rantisi, İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ayrıca çok kısa bir süre önce Batı Şeria’daki işgalci Siyonist yerleşimcilere karşı Filistinlilerin haklarını savunurken şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi’ye de Allah’tan rahmet diliyorum. İnanıyoruz ki dünya bir dönüm noktasında bulunmaktadır ve bu adil bir dünyanın kurulmasının habercisidir. Bundan belki 100 yıl sonra tarihçiler, dünya tarihini yazmak için çalışırlarken dönemlendirme yapmak istediklerinde 7 Ekim 2023 tarihini yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edeceklerdir. Nehirden denize özgür Filistin’de buluşmak ümidiyle hepinize saygılarımı sunuyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.
 
“BATI ŞERİA’DA 80 BİN İŞGALCİ SİYONİST ASKER VE POLİS VAR”
Programa Filistin İslami direniş hareketi HAMAS’ı temsilen katılan Dr. Yasin Arbarguti, konuşmasında, “Siyonist rejimin planı başından beri Batı Şeria’nın işgaliydi. Planın ilk boyutu Batı Şeria’da bulunan yerleşim yerlerinin boşaltılması ve işgal edilmesiydi. Bu plan büyük ölçüde sona yaklaşmaya başladı. Şu an Batı Şeria’da Siyonistlere ait 600 sabit kontrol noktası, 400 taşınabilir kontrol noktası, 186 Siyonist yerleşim yeri ve her birinin kendine ait bir belediye yönetimi vardır. Batı Şeria şu an öyle bir hale getirildi ki içerisinde 80 bin siyonist asker ve polis konuşlandırılmış durumda. Bu kuvvetlerin asıl amacı orada yaşayan Müslümanların geçim kaynağı olan işlerini ve evlerini telef ederek rahatsız etmekti.  Biz direnen Müslümanların mücadelesinin hedefi, Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs’ün içinde bulunması hasebiyle Batı Şeria’dadır” dedi.
 
“CANIMIZ MALIMIZ MESCİD-İ AKSA’YA FEDA OLSUN “
Dr. Yasin Albarguti, “Gazze’nin şu anki halini gören bir insan yaşanılmaya müsait bir yer olarak değerlendirmeye kalkışsa Gazze’de bir insanın yaşamasına ihtimal vermez. Baktığımız zaman Gazze’de bir insan yığını var. Gazze’de yaşayanların gözüne bu hiç bir zaman gözükmüyor. Canlarını da kaybetseler mallarını da kaybetseler evleri de yıkılsa sonunda dillerinden çıkan tek bir cümle, ‘Mescid-i Aksa için ucuz bir kayıptı. Canımız malımız feda olsun’ şeklinde sözler sarf ediyorlar. 20 senelik bir esaretim oldu. Ailemden çok fazla akrabamı kaybettim. Evim 3 defa yıkıldı ve bombalandı. Kuzenim dünya üzerinde en uzun süre cezaevinde kalan mahkûmiyet yaşayan insan. Bu tip sempozyum ve toplantıları çok önemsiyorum. Bu programlarda yaşanılan olayları, yaşadığımız olayları, Müslümanların bilinçlenmesi ve içinde bulunduğumuz durumu anlatabilmek için fırsat doğuruyor. Yakın bir zamanda 7 Ekim Aksa Tufanı’nın yıl dönümü olacak. Bizler bu anlamda etkinlikler ve yürüyüşler yapacağız. Müslümanlardan da bu anlamda etkinlikler ve yürüyüşler talep ediyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.
 
“ULUSLARARASI HUKUK HER ZAMAN SÖMÜRGECİ VE İŞGALCİLERİN ARKASINDA OLDU”
Filistin direnişinin uluslararası hukuk ile ilgili kısmı ile bilgi vermek adına Çin’den canlı bağlantı ile programa katılan Prof. Dr. Mohsen  Al-Attar, “Geçen sene Ekim ayında Filistin halkı ve Filistin direnişi hakkında bir makale yayınladım. Yayınladığım makalede kullandığım cümlelerde HAMAS’ın 7 Ekim’de yaptığı saldırıyı etkinin tepkisi olarak değerlendirdim. Bu değerlendirmem Batı’da bulunan birçok hukukçu arkadaşımı çok rahatsız etti. 7 Ekim’de başlayan HAMAS direnişinden sonra İsrail’in bu direnişe karşı sivillerin de içine alındığı kanlı bir geri dönüşü olmuştu. Batılı birçok lider İsrail’in yaptığının kendini savunma olduğuna dair açıklamalar yapmıştı. Bu konuda Uluslararası Hukuk’ta herhangi bir harekete geçmedi. Çünkü uluslararası hukuk, Batı’nın kendisini haklı çıkarmak üzere kurduğu ve ürettiği bir enstrümandır. Farkında olmamız gereken bir durum var. Uluslararası hukuk her zaman sömürgeci ve işgalci devletlerin arkasında olmuştur” şeklinde konuştu.
 
AKADEMİSYENLER VE UZMANLAR ZENGİN BİR SUNUM DİZİSİ YAPTI
“Tarihi, Siyasi, Hukuki ve Ekonomik Boyutlarıyla Uluslararası Filistin Sempozyumu” 1’nci İstanbul Zirvesi’ne Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve 27’nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekili Abdulkadir Karaduman da katılım sağladı. Organizasyonun Prof. Dr. Fethi Gedikli başkanlığında yapılan birinci oturumunda Doç. Dr. Erdoğan Polat, Doç. Dr. Mustafa Yıldız, Doç. Dr. Hüseyin Arslan, Bilge Emir Arslan, Doç. Dr. Fadime Tosik Dinç ve Doç. Dr. Murat Yıldız’ın çalışmaları aktarıldı. Doç. Dr. Abdullah Demir’in başkanlığını yaptığı ikinci oturumda Dr. Hasan Demirtaş, Prof. Dr. Muhammed Kızılgeçit, Dr. Fatih Kurt, Doç. Dr. Nesrullah Okan, Dr. Murat Çinici, Muhammed Berat Geçit, Ümran Güler, Doç. Dr. Sefa Atik, Pınar Ayşe Gidiş ve Dr. Mehmet Kazdal, Emre Saylak sunumlarını yaptılar. Üçüncü ve son oturum ise Dr. Enver Arıkoğlu’nun başkanlığında yapılırken Fatma Kevser Kaplan, Fatih Beyaz, Dr. Ömer Ünlü ve Dr. Nurettin Akçay’ın çalışmaları sunuldu. Program kapanış oturumu ile sona erdi.

Yorum yapın