“Ramazan, Kur’an-ı Kerim ile buluşma ayıdır”

Oruç ibadetine dair birçok konuyu konuştuğumuz Şinasi Gündüz hoca, Ramazan ayı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. 
“KUR’AN İLE DOLU BİR RAMAZAN AYI”Şinasi Gündüz hoca, “Özel bir anlamda her Ramazan, Müslümanların Kur’an-ı Kerim ile buluştuğu bir aydır. Çünkü Peygamber Efendimiz, her Ramazan’da Hz. Cebrail ile Kur’an-ı Kerim’i hatmediyordu. Tüm sahabe efendilerimiz ve sonraki süreçte tüm Müslümanlar da bu bağlamda Kur’an ile dolu bir Ramazan ayı yaşamışlardır” dedi.
Millî Gazete olarak hazırladığımız Ramazan-ı Şerif röportajlardan bir yenisini de İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şinasi Gündüz ile gerçekleştirdik. Oruç ibadetine dair birçok ayrıntıyı konuştuğumuz röportajda Şinasi Gündüz hoca, önemli değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca İslam tarihinde orucun farz kılınması ve Müslümanların Ramazan ayı ile yakaladığı fırsatlara ilişkin sorularımızı da cevaplayan Şinasi Gündüz hoca, “Sadece biz oruç tutmayız, orucun da bizi tutması gerekir” dedi.
“ORUÇ İBADETİNİN BELLİ RÜKÜNLERİ VAR”Öncelikle oruç ibadetiyle ilgili konuşalım istiyorum. Hocam sizin için oruç nedir, orucu nasıl açıklarsınız?
Kur’an-ı Kerim’de bir ayet var, “Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç size de farz kılındı.” Buradan hareketle biz Kur’an-ı Kerim’in nüzulü öncesi dönemde de insanlık tarihinde orucun toplumların üstüne farz kılındığını ve bir oruç ibadetinin olduğunu biliyoruz. Ancak oruç ibadetinin belli rükünleri vardır. Belli bir süre boyunca yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak. Bu esnada da bir farkındalık bilinci ile duyuları, duyguları kontrol etmek. Yani oruç sadece yemek, içmemek değil aynı zamanda insanın kendini kontrol etmesini de gerektiriyor. Dolayısıyla sadece biz oruç tutmayız, orucun da bizi tutması gerekir.
“RAMAZAN AYINA, KUR’AN AYI DİYORUZ”Hocam, dinimiz İslam’da oruç ibadetini tarihsel süreçte nasıl değerlendirirsiniz?
Müslümanlara oruç hicretin 2’inci yılında farz kılındı. Birçok farz da hicretin ikinci yılından itibaren buyruluyor. Ancak Resulullah Efendimizin, peygamber olmadan önce de belirli zamanlarda oruç tuttuğunu biliyoruz. Hatta Hira Dağı’na çekildiği dönemler oruç tuttuğunu biliyoruz. O dönemlerden birinde de biliyorsunuz Kur’an-ı Kerim nazil olmaya başlandı. Öyle ki biz Ramazan ayına, Kur’an ayı da diyoruz. İslam’ın gelmesinden sonra oruç farz kılınana kadar da Peygamber Efendimiz çeşitli günlerde ya da dönemlerde oruç tutuyordu. Sahabe efendilerimiz de bu dönemlerde oruç tutarlarmış. Daha sonra orucun farz kılınmasıyla beraber de İslam’ın 5 şartı meydana gelmiştir. Daha sonra her yıl Ramazan ayı sadece oruç tutulan bir ay olarak görülmüyor. Özel bir anlamda her Ramazan, Müslümanların Kur’an-ı Kerim ile buluştuğu bir aydır. Çünkü Peygamber Efendimiz, her Ramazan’da Hz. Cebrail ile Kur’an-ı Kerim’i hatmediyordu. Tüm sahabe efendilerimiz ve sonraki süreçte tüm Müslümanlar da bu bağlamda Kur’an ile dolu bir Ramazan ayı yaşamışlardır.
“İTİKÂFTA MÜSLÜMAN KADİR GECESİ’Nİ DE ARAR”Ramazan ayında oruç tutmanın yanı sıra itikâf ibadeti de çok yaygın. Bu bağlamda Ramazan ayı ve itikâfı değerlendirebilir misiniz?
İtikâf insanın kendiyle yüzleşmesidir. Bütün o dünyevi karmaşadan uzak durarak Müslüman itikâf sayesinde arınır, temizlenir. Aslında itikâf Müslüman’ın senede bir defa yenilenmesidir. İtikâfta bir Müslüman, birçok ibadet yapma fırsatı bulur, tövbe ve zikirle zamanını geçirir ve çokça namaz kılıp ibadet eder. Tüm bu süreçte itikâfa girmiş bir Müslüman kendisiyle ve geçirdiği son bir yılla yüzleşir. Bu sayede de arınmış olur. Dolayısıyla itikâf bir fırsat olmasının yanı sıra birçok fırsat da tanıyor. Ayrıca itikâfta Müslüman Kadir Gecesi’ni de arar. Kadir Gecesi de Müslümanlara müthiş bir fırsattır. 
“RAMAZAN AYI İNFAKA ÖZEL BİR ANLAM YÜKLÜYOR”Hocam son olarak Ramazan ve infak konusuna da değinmenizi isteyeceğim. Ramazan ve paylaşma bilincini anlatabilir misiniz?
Ramazan infak ayıdır. İnfak bir Müslüman’ın tüm hayatında, tüm senesinde, tüm gününde düşünmesi gereken bir şey. Ancak Ramazan ayı infaka özel bir anlam yüklüyor. Çünkü Ramazan ayında sadece sadaka, fitre ve zekât vermiyoruz. Aynı zamanda yediğimizi içtiğimizi de paylaşıyoruz. Ramazan sofrası misafirle, yolcuyla, komşuyla, muhtaç insanla paylaşılır. Zaten oruç tutmak tokun açın halinden anlaması olduğu için infak da artıyor. Çünkü zengin yoksulun haliyle hemhal oluyor. Bu çerçevede Müslümanların yardımlaşması, dayanışması Ramazan ayında daha da anlaşılır hale geliyor.

Yorum yapın