Asayiş berkemal mı?

Türkiye, son günlerde asayiş konusunda ciddi manada alarm veriyor. Özelikle İstanbul, İzmir gibi metropol şehirlerde toplumsal huzuru bozan ve halkta infiale yol açması muhtemel olaylar yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta sonu Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne düzenlenen silahlı baskın, İstanbul Fatih’teki Ramazan Hoca cinayeti ve son olarak İzmir’deki taksici cinayeti vatandaşların tedirginliklerini daha da artırdı.
Ülkenin birçok yerinden üst üste cinayet, cinnet geçiren zanlıların gerçekleştirdikleri aile katliamları haberleri gelmeye devam ederken, teröristlerin ve katillerin halkın içinde bu kadar rahat gezebilmesi ve cinayetlerin işlendiği suç aletlerine ulaşabilmenin bu kadar kolay olabilmesi ‘asayiş zafiyeti’ konusunda vatandaşların kafasında soru işaretleri uyandırıyor.
HİÇ KİMSENİN CANI GÜVENDE DEĞİLHer gün medyaya yansıyan onlarca asayiş haberi, Türkiye’de kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere savunmasız insanların can güvenliklerin ne derece tehlikede olduklarını gösteriyor. Sokaklar katillerle ve hırsızlarla doluyken, suçluların ellerini kollarını bağlayacak bazı caydırıcı tedbirlerin aciliyetle hayata geçirilmesi gerektiği, çok açık bir şekilde ortada duruyor.
Son bir haftada Türkiye genelinde yaşanan ve çok sayıda insanımızın hayatını kaybettiği, öne çıkan bazı asayiş olayları;
• 28 Ocak Pazar: İstanbul’daki Sarıyer Santa Maria Kilisesi’nde 2 DEAŞ militanı tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda bir sivil vatandaşımız hayatını kaybetti.
• 31 Ocak Çarşamba: Diyarbakırlı Ramazan Hoca olarak bilinen Ramazan Pişkin, İstanbul Fatih’te işlettiği çay ocağında uğradığı bıçaklı saldırıda hayatını kaybetti.
• 29 Ocak Pazartesi: Gaziantep’te boşanma aşamasındaki eşinin evine giden Halil Çağlar katliam yaptı. Gaziantep’in Nizip ilçesinde boşanma aşamasındaki eşinin evine giden damat Halil Çağlar, eşi Yüksel Çağlar, kayınları Mehmet ve Ahmet Oymak’ı öldürürken, 21 yaşındaki kızı Nimet Çağlar ve baldızı Adile Oymak’ı ağır yaraladıktan sonra intihar etti.
• 1 Şubat Perşembe: İzmir’de taksi şoförlüğü yapan Oğuz Erge, soğukta üşümesin diye aracına yolcu olarak aldığı kişi tarafından vurulmuştu. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan iki çocuk babası Erge, yaşamını yitirdi.
ADLİ CEZALAR CAYDIRICI DEĞİLHukuk otoritelerine göre, ülkemizdeki güvenlik problemlerine yol açan meselelerinin başında, cezalandırmadaki yetersizlik geliyor. Cinayet, gasp, tecavüz gibi suçlara karışan binlerce suçlu, ellerini kollarını sallaya sallaya sokaklarda gezmeye devam ediyor. Diyarbakırlı Ramazan Hoca’nın katil zanlısı E.B’nin yakalandıktan sonra poliste 9 farklı suç kaydının ortaya çıkması bu gerçekliği açık bir örnek olarak ortaya koyuyor.
RAMAZAN HOCA’NIN KATİLİ İÇİN İDAM İSTEDİLER‘Diyarbakırlı Ramazan Hoca’ olarak bilinen Ramazan Pişkin’in katledilmesi büyük tartışmalara yol açtı. Masum bir insanı göz göre göre katleden bir katilin, vatandaşın vergileriyle bakılmaması gerektiğini söyleyenler ‘suçlulara idam isteriz’ söylemlerini yükseltti. Aynı çağrı İzmir’de vahşice katledilen taksi şoförü Oğuz Erge için de yapıldı.
İZMİR’DE YÜZLERCE TAKSİCİ MESLEKTAŞLARI İÇİN ADALET İSTEDİTedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Oğuz Erge’nin cenazesi, savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. 250 taksi şoförü, Oğuz Erge’nin bindirildiği cenaze aracına eşlik etti. Korna basarak tepki gösteren taksi şoförleri Oğuz Erge’nin cenazesini taşıyan nakil aracını İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kadar takip etti. Taksiciler meslektaşlarını hayattan koparan, katilin adaletli bir yargılamayla en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

Yorum yapın