Geçici Nimetler Kalıcı Külfetler

Eski Milli Görüşçü kardeşim:
Bir zamanlar göğsünü gere gere “Ben de Milli Görüşçüyüm” diyordun.
Siyasi yelpazede Milli Görüş’e oy verme alışkanlığın ve geleneğin vardı. Davana öylesine sarılmıştın ki, oy vermekle kalmamıştın.
Ya, MİLKO’lara yani Anadolu Gençlik Derneği AGD, Milli Gençlik Vakfı MGV, Şuurlu Öğretmenler Derneği ÖĞ-DER ve benzeri Milli Görüşçü dernek veya vakıflara üye olup görevler almıştın.
Ya, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi adlarındaki Milli Görüşçü partilere üye olmuştun. Üye olmakla kalmamış bu partilerin sandık kurulu görevleri, mahalle veya köy yöneticiliği, ilçe veya il yöneticiliği, genel merkez görevleri almıştın, “bu benim değişmez davam” diye canla başla hizmet etmekteydin.
Ya, bir kamu görevine seçilmiş “davan” için hizmet etmekteydin.
Bir gece ansızın yön değiştirip, AKP’ye veya paralel kuruluşlarına gittin. Giderken de bahane olsun diye kendinin veya başkasının uydurduğu eften püften sebeplere sarılmıştın. Gittin işe girdin, ihale aldın, dünyalık kazandın, itibar elde ettin, iyi giyindin, iyi yaşadın.
Peki seni nereye yuvarladılar, sırtına hangi veballeri yüklediler hiç düşünebildin mi? Senin her türlü desteğini arkasına alanlar, senin adına ve vebali senin boynuna da yükleyerek hangi icraatları gerçekleştirdiler?
Milyonlarca Müslüman’ı öldürenlere, tecavüz edenlere, yurtlarını yuvalarını yerle bir edip sürgün eden zalim zorbalara her türlü desteği verdiler, veballeri senin boynuna yüklendi.
Ülkemin üretim mekanizmalarının çarklarını kırdılar, vebali senin boynuna kaldı.
Ülkemizi borca batırıp imkanlarımızı faiz veya başka adlar altında bir avuç iç ve dış rantiyecilere aktardılar, vebali sana aktarılmış oldu.
Kısıtlı imkanlarımızı üretken olmayan betonlara gömerek, hazinemizi kuruttular, bunun sıkıntısını neslimize yüklediler.
Ülkemizi fakirliğe ve işsizliğe mahkum ettiler, beddualardan senin de nasibin oluşuyor.
Para bulmak için dün hakaret ettiklerine ülkemizi el açar duruma düşürdüler, ezikliğini hepimizin üzerine attılar.
Paramızı pul ettiler, zararını hepimiz sırtlanıyoruz.
Faizi tavana çıkardılar, bunun ekonomik, toplumsal ve dini yıkımları sırtımızda kambur oluşturuyor.
Enflasyonla kul hakkı yediler, yiyorlar, vebali destekçilerinin üzerinde kalıyor.
Ahlakı batının kokuşmuş seviyesinin de altına düşürdüler, her gün yeni facialar yaşamaktayız, vebali senin sırtındadır.
Şimdi de sağa sola bağırıp çağırarak oluşturdukları perdenin arkasından; zalim, katil ve terörist İsrail’in beslenmesi ve her türlü ikmalini denizden, karadan ve havadan yapmaktalar. İsrail’in gözü, kulağı ve koruyucusu olmaya devam etmekteler. Sadece laf üretip, ellerindeki hiçbir imkanı İsrail’e karşı kullanmıyorlar. Daha fazla bebek, çocuk, kadın, hasta, sivil, yaşlı öldürmesine ve savaş suçu işlemesine yardım etmiş olmuyorlar mı?
Bütün bu dünyevi ve uhrevi suç teşkil eden uygulamaları yapıp vebalini senin de sırtına yüklediklerinin farkına varabiliyor musun?
Ne kazandın, ne kaybettin, düşünebiliyor musun?
Küçücük geçici nimetler karşılığında ne büyük kalıcı külfetler sırtlandığının farkına varabiliyor musun?
Nisa Suresi 85. Ayet-i Kerime’si ve bunu destekleyen nice ayeti kerime ve hadisi şerifleri hiç okumadın mı?
İlahi kantara çıkınca vereceğin cevapların hazır mı?
Aklını kullanmadan, sırtında veballerle mi huzura çıkacaksın?
“Cehenneme bilet mi aldın” ki, bu kadar vebali sırtlandın?
Hala nefes alıyorken tevbe edip, kendini düzeltmen için daha neyin olmasını bekliyorsun?
Aslına ne zaman döneceksin?
TEVBE KAPISI
Ucu uçuruma giden tüm sokaklarda,
Çıkış kapısı bulundurur düze, Bani;
Bu tevbe kapıları bulunmamış olsa,
Her bir kapıda, bulundururdu zebani…

Yorum yapın